10 Şubat 2010 Çarşamba

SİZ BU DURUM DA NE DERDİNİZ...



Kendi yaşanmışlarım yetmezmiş gibi başka insanların yaşanmışları var bende. Tanıdığım herkesin paylaşım noktası olmak zor bir iş, ben demiyorum gelin bana anlatın derdinizi diye…Tamam, iyi bir dinleyici olmak karşı tarafın sorunları dinlemek elimden geliyorsa yardımcı olmak güzel bir duygu. Demek ki o samimiyeti ve karşımdakine güven duygusunu aşılayabiliyorum.

Ama bazen hat noktaya geliyor, ben derdimi pek paylaşan bir insan değilim kendi kendime çözmeye çalışan bir yapım var ama bazen bende doluyorum hatlar yoğun geliyor. Yüksek gelirim oluşuyor. Hele birde ortak noktaysan işler iyice sarpa sarıyor, ikisinin arasında durmak zor bir süreç oluyor. Sadece kısa bir kesit anlatayım yaşadıklarımdan.

Birbirlerinin seven iki sevgili var, arkadaşım ikisi de… Yaşadıkları her şeyi biliyorum, her anı biliyorum seviyorlar birlerini, birde aralarında sorunları olmasa… Bunlar kavga ederler birbirleri arasında, aşık ya sonuçta bunlar. Kapım çalınır tak tak tak. Dinlersin, anlamaya çalışırsın uzun uzadıya. Anlatırsın en mantıklısından sorunu gidermeye çalışırsın sonra bu gidişin sonunda başka birisi çalar kapını tak tak tak bir bakarsın diğer aşık. Dinlersin uzun uzun anlamaya çalışırsın…İki insanda tanıdığın sevdiğin kişiler. Tarafsız olmaya çalışırsın.

Neyse zaman geçer sular durulur bir bakmışsın Aşıklar kumrular gibi. Sevinirsin ama sevincin kursağında kalır. Bir bakmışın yine küsmüşler. Dinlersin dinlersin, Hep aynı senin dediklerin olmuyor yapılmıyor dinlenilmiyorsun, Yeter dersin yeter gelmeyin artık yanıma bıktım dersiniz. Siz bir şeyler anlatıyorsanız karşı taraf için ama bu dedikleriniz uygulanmıyor, yine herkes kendi doğrultularında gidiyorlarsa dinlemek artık sıkıcı gelir.

Siz bu durumda ne yapardınız. Sizde yeter artık dermiydiniz…

5 Şubat 2010 Cuma

AŞK KAN KAYBEDİYOR...



Aşk... Bu üç harfi söylemesi bile çok güzel :)

Bu duygu paylaşımına neler yazılmadı ki neler söylenmedi ki, tam olarak tanımı yapılamadı hiçbir zaman... Gerçi ben de bir kalıba koymak istemem ama bana göre hayata dair iki kişinin yaşamış ya da işlemiş olduğu suç ortaklığı diye kendimce atlandırabilirim.

Hakkında anlatılmaz ancak yaşanılır diyebildiğimiz, bu duygu yoğunluğu sanırım kan kaybediyor ama haberimiz yok.

Eskiden yaşanan aşklara bakıyorum da o yaşanmışlardan etkilenmemek mümkün değil ama şimdi ise günümüzde yaşanan aşklara bakıyorum anlam veremiyorum aşkların kısa süreli olmasına sebep nedir anlayamıyorum sanırım gerçek aşk günümüzde saygınlığını yitirdi.

Aşk değişim evresindemi acaba…

Eski aşklarda iletişim mektuptu, kaç günler sonra gideceği yere ulaşırdı. Bir o kadar da cevap için beklenirdi. Şimdi bazılarınız çıkıp bu kadar beklesem benim ilişkimde uzun sürerdi diyebilir. O zaman ki şartlarda evet sürerdi ama günümüz şartlarında bu imkansız, Şimdiki aşıklar sabırsız beklemeye tahamülleri yok…

Aşkta sabır da çok önemli bir kavram...

Sevdiğimiz kişiyle buluşmak yerine iki satırlık bir kağıt parçası yollasa yeter diyebilir miyiz hiç, sorarım size…
Sevdiğimiz kişi aylar sonra gelecek olsa ne yapardınız bir düşünün…
Hayata dair yaşanmış suç ortaklarının birbirlerinin kalbini kazanmak için ne kadar uğraştığınızı hatırlatırım sizlere…
Kıymet bilelim lütfen…

Şimdi ise hayat o kadar çok değişti ki aşk bile bu değişime zamanla ayak uydurmak zorunda kaldı. Teknolojik araçlar sayesinde kişilerin öncelikle birbirlerine özlemeleri bitti.

Aşkta özlem olmazsa sevgi de olmaz…

Nadir vardır birbirlerini çok delilercesine seven ama her türlü teknolojik imkanları kullanarak aşkı büyük yaşayan dimdik ayakta duran çiftler yok değil var elbette.

Ya onlar da olmasaydı, aşk diye kavram kalırmıydı...